-
1 kulağına çalınmak
слы́шать кра́ем у́ха; дойти́ до слу́ха -
2 kulağına çalınmak
liberguhketin -
3 kulağına çalınmak
to come to one's ears -
4 kulak
1) Ohr nt\kulak kabartmak aufhorchen, die Ohren spitzen\kulak kesilmek ganz Ohr sein\kulak vermek lange Ohren machenbirine \kulak vermek jdm sein Ohr leihenkulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen\kulaklarını tıkamak sich die Ohren zuhaltenağzı \kulaklarına varmak ( fam) von einem Ohr zum anderen strahlenbu sözümü kulağına küpe et! ( fam) schreib dir das hinter die Ohren!bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak ( fig) o ( fam) zum einen Ohr herein-, zum anderen wieder hinausgehenbir kimseye/şeye göz \kulak olmak auf jdn/etw aufpassen, auf jdn/etw achtenkepçe \kulak abstehende Ohren\kulak asmak hinhören\kulakla algılamak mit dem Gehör wahrnehmenkulağa hoş/komik gelmek angenehm/komisch klingenbir şey kulağına çalınmak von etw läuten hören -
5 durchdringen
durch|dringen1) ( Flüssigkeit) içine geçmek, sızmak; ( Kälte) iliğine işlemek; ( Gerücht) duyulmak, kulağına gelmek, kulağına çalınmak; ( Stimme) duyulmak, işitilmek; ( Sonne) çıkmak;die Nachricht ist bis zu uns durchgedrungen haber kulağımıza geldi;ein \durchdringener Schmerz/Geruch/Verstand keskin bir ağrı/koku/zekâ2) ( innerlich erfüllen) nüfuz etmek;diese Idee hat ihn völlig durchdrungen bu fikir onun tamamıyla içine işlemişti, bu fikir bütün varlığına nüfuz etti -
6 kulak
у́хо (с) ушко́ (с)* * *озвонч. -ğı1) у́хоkulak kiri / mumu — ушна́я се́ра
kulak yolu — анат. слухово́й кана́л
yelken kulak — больши́е оттопы́ренные у́ши
2) слухkulak ağırlığı — тугоу́хость
kulağı ağır — туго́й на́ ухо
kulağı ağır işitmek — пло́хо слы́шать
kulakları ağırlaşmak — стать туги́м на́ ухо
kulağını açmak — внима́тельно слу́шать; слу́шать во все у́ши
3) (тж. balık kulağı) жа́бры4) коло́к ( музыкального инструмента)••- kulağını bükmek
- kulağına çalınmak
- kulağını çekmek
- kulak çınlamak
- kulakları çınlamak
- kulağını çınlatmak -
7 мельком
в соч.ме́льком взгляну́ть на кого-что-л. — şöyle bir göz atmak
ме́льком уви́деть кого-что-л. — bir an için görmek
ме́льком слы́шать что-л. — bir şey birinin kulağına çalınmak
-
8 проведывать
-
9 läuten
läuten ['lɔıtən]I vi1) ( an der Tür) zili çalmakes hat geläutet zil çaldı; ( Telefon) telefon çaldı;von etw \läuten hören bir şey kulağına çalınmak -
10 прослышать
сов., разг.kulağına gelmek / çalınmak
См. также в других словарях:
kulağına çalınmak — başkasına söylenirken kendisi de duymuş olmak Bu gürültüler arasında Vildan ın bağırarak ve daha ziyade kıymet vererek telaffuz ettiği bazı kelimeler, cümleler kulağıma çalınıyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağına gelmek — 1) kulağına çalınmak 2) duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalınmak — kendini yere atmak; kulağına söz erişmek; anklannnak, zayıflamak II, 149, 150 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük